Medyanın Suça Etkisi
Aslında temel problem suçluluktan korunmadır. Suçluluğun çeşitli sebeplerinin mevcut olduğunu biliyoruz. Bu korunmanın ne şekilde olacağına dair görüşler bulunmaktadır. İnsanları günlük hayattaki her olay etkileyebilir. Suç ve suçlulukla etkin şekilde savaşmak, mücadele etmek için toplum yeterince eğitilmelidir.
İletişim araçları da insanların davranışlarına etkili olmaktadır. Medyada birtakım sebeplerle suçlara yer verilmektedir. Özellikle şiddete yönelik suçlar günümüz Türkiye'sinde çok fazla artmış durumdadır. Bu suçların haber edilmesi hakkında bilimsel araştırmalar yapılmış, suç işlenmesine etkisinin ne olduğu ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Ancak bu sonuçlar pek de tutarlı değildir. Bu konuyla ilgili 4 teori bulunmaktadır:
Uyarma teorisi: Bu teoriye göre şiddet öğrenilir ve taklit edilir. Bazı edebi eserlerin okunması kişiyi suçluluğa yöneltebilir. Filmlerin, romanların etkisiyle de bireyler suça yönelmektedir. Yan radyo ve televizyon insanların ruhsal durumunu etkiler.
Arınma teorisi: Haberleşme araçlarının suça yönelmeyi azaltacağını savunan teoridir. Bireyin içinde var olan mekanizma hareketlerin taklit edilmesini engeller. Hatta şöyle bir sonuca varılmıştır ki hiçbir haber dinlemeyen izlemeyen kişilerin de suç işlediği görülmektedir. Şiddetin farklı kaynakları vardır. Ayrıca seyirci şiddete ilişkin haberde mağdurun acısını anlamaya çalışır.
Anomi teorisi: Anomi düzensizlik anlamına gelir. Bu teoriye göre suç hedefe meşru araçlarla ulaşabilmenin imkansızlığından doğar. "Sapma" hedefe kanun dışı yollardan ulaşmak manasına gelir.
Kanıksama teorisi: Şiddet içerikli haberler kişiler üzerinde bir duyarsızlık, duygusuzluk yaratır.
Uyarma teorisinin sonuçlarına anomi ve kanıksama teorileri de katılmaktadır.
Her araştırmanın sonucu farklı noktalara işaret ediyor. Fikrimce medyanın suça olumsuz etkisi daha fazladır. Tabi ki yapılan araştırmalar göz ardı edilemez. Ancak medyadan kaynaklanan şiddet olaylarının olduğu kanaatindeyim. Zira her çocuk televizyondaki şiddet içerikli yayınlardan etkilenir. Ancak suç işlenmesindeki tek etken bu olamaz. İnsanların kişiliğini belirleyen birden fazla faktör mevcuttur. hepsi bir araya geldiğinde de suç meydana gelir. Asıl önemli olan bunları azaltmaya çalışmaktır. Ne şekilde azaltılır veya yok edilir? Toplum bu konuda bilinçlendirilmelidir. Medyanın alacağı önlemler, ailelerin önlemleri bu konuya katkı sağlamalıdır. Görüyoruz ki; öyle ya da böyle bir şekilde denetleme yoluna gidileceği açıktır.
Yardım alınan kaynak: İstanbul Barosu Dergisi Cilt: 75 sayı: 1-2-3 2001
İletişim araçları da insanların davranışlarına etkili olmaktadır. Medyada birtakım sebeplerle suçlara yer verilmektedir. Özellikle şiddete yönelik suçlar günümüz Türkiye'sinde çok fazla artmış durumdadır. Bu suçların haber edilmesi hakkında bilimsel araştırmalar yapılmış, suç işlenmesine etkisinin ne olduğu ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Ancak bu sonuçlar pek de tutarlı değildir. Bu konuyla ilgili 4 teori bulunmaktadır:
Uyarma teorisi: Bu teoriye göre şiddet öğrenilir ve taklit edilir. Bazı edebi eserlerin okunması kişiyi suçluluğa yöneltebilir. Filmlerin, romanların etkisiyle de bireyler suça yönelmektedir. Yan radyo ve televizyon insanların ruhsal durumunu etkiler.
Arınma teorisi: Haberleşme araçlarının suça yönelmeyi azaltacağını savunan teoridir. Bireyin içinde var olan mekanizma hareketlerin taklit edilmesini engeller. Hatta şöyle bir sonuca varılmıştır ki hiçbir haber dinlemeyen izlemeyen kişilerin de suç işlediği görülmektedir. Şiddetin farklı kaynakları vardır. Ayrıca seyirci şiddete ilişkin haberde mağdurun acısını anlamaya çalışır.
Anomi teorisi: Anomi düzensizlik anlamına gelir. Bu teoriye göre suç hedefe meşru araçlarla ulaşabilmenin imkansızlığından doğar. "Sapma" hedefe kanun dışı yollardan ulaşmak manasına gelir.
Kanıksama teorisi: Şiddet içerikli haberler kişiler üzerinde bir duyarsızlık, duygusuzluk yaratır.
Uyarma teorisinin sonuçlarına anomi ve kanıksama teorileri de katılmaktadır.
Her araştırmanın sonucu farklı noktalara işaret ediyor. Fikrimce medyanın suça olumsuz etkisi daha fazladır. Tabi ki yapılan araştırmalar göz ardı edilemez. Ancak medyadan kaynaklanan şiddet olaylarının olduğu kanaatindeyim. Zira her çocuk televizyondaki şiddet içerikli yayınlardan etkilenir. Ancak suç işlenmesindeki tek etken bu olamaz. İnsanların kişiliğini belirleyen birden fazla faktör mevcuttur. hepsi bir araya geldiğinde de suç meydana gelir. Asıl önemli olan bunları azaltmaya çalışmaktır. Ne şekilde azaltılır veya yok edilir? Toplum bu konuda bilinçlendirilmelidir. Medyanın alacağı önlemler, ailelerin önlemleri bu konuya katkı sağlamalıdır. Görüyoruz ki; öyle ya da böyle bir şekilde denetleme yoluna gidileceği açıktır.
Yardım alınan kaynak: İstanbul Barosu Dergisi Cilt: 75 sayı: 1-2-3 2001
Yorumlar
Yorum Gönder